Hani deriz ya “anlatılmaz, yaşanır” işte girişimcilik hikayeleri de yaşandıkça şekillenen, şekillendikçe göze görünen ve en önemlisi de sonuçları hesaplanabilir hale bürünen cesur atılımlardır.
Düşünme ve uygulama yetisi olan her varlık girişimci olabilir. O zaman ihtiyaca yönelik, öncekilerin bulamadığı çözümler üretebilmek ve sonuçlarına katlanmak adına aklını çalıştıran küçük ya da büyük zeki tüm canlılar girişimcidir diyebiliriz.
Kural ve formüllere dayanılarak çözülen sorular insan aklını pek zorlamaz. Amacımız çok yönlü düşünebilme yetimizi geliştirmektir. Bedenimizdeki en değerli madenlerimizden biri olan beynimizi işletip kendimize ve topluma yararlı hâle getirme yolculuğudur girişimcilik.
Din, dil, ırk, mezhep, bulunduğun coğrafya, maddi imkanlar, çok çalışkan ya da çok tembel nitelendirildiğin okul hayatı, zorluklarla ya da mükemmel geçmiş çocukluk veya gençlik dönemi, başarı ya da başarısızlıklarla dolu iş geçmişi girişimciliğin önünde engel değildir.
Önemli olan merakın itici gücünü kullanmak, öğrendiğiniz bilgi miktarını ve aralarında kurduğunuz bağlantıları genişletmektir. Kendi kendinize yaptığınız iç konuşmalar, çevrenizdekilerin telkinleri, birikmiş deneyimler ve kurduğunuz hayaller girişimciliği besleyen en önemli bileşenlerdir.
O hâlde;
Bir şeyleri gerçekleştirmeye çalışanlardan mısın?
Bu şeylerin nasıl gerçekleştiğini seyredenlerden misin?
Bu şeylerin nasıl gerçekleştiğinden habersiz olanlardan mısın?
Sence sen kimsin ?