Yapılmayanı yapmak mı? Yapılanı daha iyi yapmak mı?
İşte tüm mesele bu.
Bence inovasyon; hisler, zorunluluklar veya ihtiyaçlar gibi sebeplerle olumlu ya da maalesef bazen olumsuz sonuçları olması pahasına yeni fikirler geliştirerek bunları uygulamaya geçirmektir. Kalitesini ve sonucunu değerlendirebilmek için 360 derece çevrimini tamamlaması elzemdir. Kavramın popülerliğinin çok üst seviyede olması sonuçlarının çok pozitif ya da çok negatif olmasına yol açar. Girişimciye, kuruma ya da topluma maddi veya manevi anlamda pozitif bir geri dönüşü olması gerekir. Aksi takdirde boşa geçen zaman, emek ve para kaybına sebebiyet verebilir.
Girişimler ve şirketler için önemli bulduğum unsur, tasarım odaklı düşünme becerilerinin artırılması için inovasyon temelli ve insan merkezli yaklaşımlardır.
Ne demek bu? Yani, ihtiyaçları anlama, müşterilerle empati kurma, hızlı prototip oluşturma ve yaratıcı fikirlere dayalı ürün, hizmet, süreç ve strateji geliştirme şekillerinin evrimleşmesidir.
Fikirden çözüme giden bu eğlenceli yolculukta, kendinizi veya kurumunuzdaki takım arkadaşlarınızı, yaratıcı ve iş birlikçi düşünmeye teşvik etmeli ve birlikte çalışmak için motive etmelisiniz.
“İnovasyon, insanların akıllarına yeni bir fikir geldiğinde veya bir problemin çözümü yolunda ipuçları elde ettiklerini fark ettiklerinde gece 10.30’da birbirlerini telefonla aramalarıyla ortaya çıkar. Veya inovasyon süreci şöyle de çalışabilir; Bir arkadaşımızın aklına çok parlak olduğunu düşündüğü bir fikir gelir, 6 kişiyi “ad hoc” bir toplantıya çağırır ve onların bu fikir hakkındaki düşüncelerini bilmek ister.”
Steve Jobs