navigate_before
navigate_next

Paradigma Değişimleri

Evrenin varoluş anından şu ana dek öğrendiğimiz tüm radikal değişimler, ardından yeni oluşumlara ve farkındalıklara sebebiyet vermiştir. İster makro ister mikro boyutta olsun, tüm yıkımlar veya tüm oluşumlar bir değişim zincirinin sonu veya başlangıcına işaret etmektedir. Kökten değişimlere adapte olabilmek kolay değildir. Ya değişimin getirdiği yıkım ve yenilikleri izleyenlerden ya da bilginin desteği ile hızlı adapte olan, hatta yönetenlerden olabilirsin.

“Paradigma Kayması” terimi ilk kez, Amerikalı fizikçi ve bilim tarihçisi Thomas Kuhn (1922-1996) tarafından 1962 yılında yayınlanan “Bilimsel Devrimlerin Yapısı” adlı kitabında kullanılmıştır. Kuhn’a göre bilim, kesintisiz bir birikim halinde değil aksine bilgiyi büyük kesintilere hatta kopmalara uğratan devrimci dönüşümlerle gelişmektedir (Kuhn, 1982: 75-105).

Thomas Kuhn ünlü benzetmesinde, bilim insanının dünyasında önceden ördek sayılan nesnelerin, devrimden sonra yaşanmaya başlanan yeni dünyada tavşana dönüştüğünü vurgulamıştır (Kuhn, 1991: 118).

Son 250 yılda gerçekleşmiş devrim yaratan yeni teknolojilerin ortaya çıkmasını tetikleyen veya sağlayan dönüşümlere; 1771 Sanayi Devrimi, 1829 Buhar Çağı, 1875 Çelik ve Mühendislik Çağı, 1908 Otomobil, Petrol, Petrokimya ve Seri Üretim Çağı ve 1971’den 2010’lu yıllara kadar devam eden Bilgi ve Telekomünikasyon Çağı örnek gösterilebilir. 2010 itibariyle yenilenebilir enerjiler, akıllı şebekeler çağına girdik.
Cevabını tartışacağımız konular;

– Süregelen bu çağ nereye kadar devam edecek?
– 20XX’de bizi neler bekliyor?