Özellikle bu yüzyılda başarılı olma ihtiyacı, çok şey başarmış, birçok yetenekli veya ünlü insan yarattı. İletişim teknolojilerinin yardımıyla bu insanlar hayatımızın her anına girebildiler. Ancak ne gariptir ki bu süreç istem dışı olarak başkalarının yetersiz hissetmesine veya yeni şeyler denemekten korkmasına da neden olabilmektedir.
Genelde “YENİ” fikirler ve icatlar, öncesinde bilerek ya da bilmeyerek yapılmış hatalardan alınan öğrenimlerin sonuçlarına dayanır. Girişimler, stratejiler, iş süreçleri, analizler de böyledir. “HATA” yapabilme özgüvenine sahip olabilen kişilerin ve şirketlerin çok daha başarılı sonuçlara ulaşabileceğinin farkında mısın?
“Başarının yüzde doksan dokuzu başarısızlıktır.”
Soichiro Honda
Başarısızlık olasılığını değerlendirmeden, hazmetmeden başarı elde etmek zordur. Başarısızlık, başarılı olma fırsatını yakaladığınız anlamına gelir. Eksikliklerimizin ya da başarısızlıklarımızın da kutlanmaya ihtiyacı olamaz mı? Deneyimlerimizi paylaşarak, başarısızlığın bir öğrenme deneyimi olarak anlaşılmasını teşvik edelim. Kesin olan tek şey, yalnız olmadığındır.
Örneğin; büyük yıkımlardan geçmiş Güney Kore’de toplumun akademik ve ekonomik alanda sürdürülebilir başarı beklentisinin yarattığı mutsuzluğu aşmak adına, yanlış şeyler yapmanın sorun olmadığına yönelik özel etkinlikler düzenlenmektedir. Etkinliğin amacı başarısızlıklara yönelik tutumları değiştirmek, başarısızlıklardan elde edilen çıkarımlarla yeni farkındalıklar yaratmaktır. Ziyaretçiler yapılmış hatalara ilişkin örnekleri öğrenmenin yanı sıra İK şirketleri ve girişimcilerle de bir araya gelme fırsatı yakalamaktadır. Para her şey demek değildir!
“Hiç hata yapmayan bir insan asla yeni bir şey denememiştir.”
Albert Einstein